Son Haberler
Buradasınız: Anasayfa » ATKEV. » Açık Mektup

Açık Mektup

AÇIK MEKTUP

 

(Bu yazı 26 Haziran 2000 Pazartesi Önder Gazetesi’nde yayınlandı)

                                                                      

Bu yazın beynimdeki iskeleti 40 yıl öncesine dayanır. Kafkasya’dan Makedonya’ya, İran’dan Malta’ya uzanan imparatorluk topraklarında onun adı ve silinmez izleri var. Cepheden cepheye kendisinin ve diğer kardeşinin savaşı ve sürgünlükleri var. Dahası Osmanlının o yıkılış yıllarında bir onur sorunu olan Edirne’nin istirdadında (geri alınmasında) Enver Paşa’nın sol kanat kumandanı o idi. Bitmedi. Ulusal Kurtuluş Savaşı öncesi ülkenin dört bir köşesinde kurulan yöresel direnme örgütlerinin en etkili, en verimli, en siyasal olanı Batum’dan Nahcivan’a, Oltu’dan Ardahan’a kadar Doğu Anadolu’da onun başçılığında oluşmuştu. Günümüz siyaset bilimcilerinin çağdaş devlet örgütünün bir prototipi diye nitelendirdikleri Şura Hükümeti onun eseriydi. Dahası kurtuluştan sonra bu güzel beldenin ilk yönetici belediye reisi o idi. Onun adının geçmediği bir Kars Tarihi düşünülemez

CİHANGİRZADE AYDINOĞLU İBRAHIM BEY’den söz ettiğimi tahmin etmişsinizdir. Onun bütün bir ömür boyu sosyal ve siyasal kaderinde, birinci derecede görev ve sorumluluk aldığı yöresinde- şehrinde adı yok!

 TELEKOM’un KARS REHBERİ’ni okuyorum. Adları, adresleri hatırlamaya çalışıyorum. Sokakları, caddeleri, köyleri birer birer özellikle Kars’ınkileri…Tanıdık tanımadık bir dolu cadde ve sokak adları var. Hele kim olduklarını o sokakta oturanların beli bilmediği özel isimler var. O yok, onun ki yok!

 Okuyoruz, duyuyoruz, görüyoruz. Değil hayatlarını harcadıkları iller, oturdukları sokaklar, evler elin gâvuru sahip çıktıkları değerlerin yemek yedikleri lokantada, çay içtikleri masada bile adlarının yazıldığı plaketler kazımış. Geçmişiyle övünmeyi bir inanç haline getiren ülkemizde geçmişin tutarsız bir önyargıyla değerlendirildiğini hep yazar dururum. Silah kaçakçılarının, uyuşturucu tüccarlarının, mafya liderlerinin plaketlerle, şiltlerle devlet üstün hizmet madalyasıyla ödüllendirildiği güzel ülkemde gerçek bir kahramanın oturduğu eve yıllar sonra bir teneke parçası iliştirmenin veya Burhan Felek ustamızın dediği gibi kendisini bilmez kişilerin gece gündüz işediği bir sokağa adını vermişsin çaksan ne yazar, versen ne yazar!

 Bu yazının muhatabı yoktur. Hiçbir kuruma, kuruluşa ve kişiye yönelik en ufak bir sitemim de söz konusu değildir. Kahramanına bu ilgisizliği, bu unutulmuşluğu haklı görmediğimi içime sindiremedim insanımın ve de yeni ve yükselen değer şampiyonlarına karşı isyanım dile getirmek için yazdım bu yazıyı o kadar…

 EK: 14 yıl sonra da olsa bu yazı amacına ulaştığı için mutluyum. Artık bir CİHANGİROĞLU İBRAHİM BEY belgeseli var. Demek ki görmezden gelinse de, üzerinde oturulup maç izlense de, külah yapılıp semişka çıtlansa da yazılanlar geç de olsa değerini buluyor. 

 DR. BEŞİR DOSTER

Hakkında admin

Yoruma kapalı.

X